Bölgenin eski yerleşim alanı olduğunu ve keşfedilmeyi bekleyen çok sayıda mağara olduğuna dikkat çeken Akçalı, "Bu mağaralardan belki de en büyüğüne biz girdik. Karanlık olması, içinde anlarca tünelin bulunması ve labirent şeklinde olması nedeniyle kimse bu kadar derinliğe girememişti. Biz ekipmanlarımızla ve ip sarkıtarak mağaranın en dibine kadar inmeyi başardık ve çalışmalarımızı çekimlerle belgelendirdik” şeklinde konuştu.
Akçalı, ”İçerisi zifiri karanlık ama oksijen değerleri iyiydi. Orada gördüğümüz figürlere, şekiller, sarkıtlar bizi kendine hayran bıraktırdı. Kültür ve Tirizim Bakanlığının, Şanlıurfa İl Kültür Turizm Müdürlüğünün profesyonel bir ekiple. bir an önce buraya gelerek incelemelerde bulunmasını ve turizme kavuşturulmasını talep ediyoruz. İnanılmaz bir mağara buranın muhakkak gün yüzüne çıkarılması lazım” dedi
Kulüp üyelerinden Mehmet Kerece de, "Arkadaşlarımızla tekne gezisi düzenlerken vadinin ortasında bir mağara fark ettik, arkadaşlarla birlikte bu mağarayı görmek istedik. Zorlu bir çıkıştan sonra mağaraya ulaştık. Mağaranın içerine girdikçe mağaranın uzadığını ve derinliklere doğru devam ettiğini fark ettik. Mağaranın derinliklerine girdikçe, muhteşem bir yapı olduğunu gördük. Bugün de daha donanımlı olarak mağaranın keşfine çıktık. Bu mağaranın bir an önce turizme kavuşturulması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Kulüp gönüllülerinden Seyfettin Çatalkaya ise "Doğada yeni yerler keşfetmeye çalışıyor ve bunların tanıtımını yapıyoruz. Bu mağarayı da yeni keşfettik, normalde bu mağara dıştan pek görülmüyor, yakına geldiğimizde büyük bir mağarayla karşılaştık. İlk geldiğimizde teçhizatımız olmadığından ilerleyemedik, bugün teçhizatlarımızı alarak geldik ve gördük ki mağara tek kelimeyle muhteşem" ifadelerini kullandı.
Çatalkaya, bölge halkının mağaranın Bizans döneminden kalma ve Hristiyanlığın ilk yıllarında kullanıldığını ve daha sonra insanlar tarafından yerleşim yeri olarak da kullanılmaya devam ettiğini belirterek, ”Bölgede yaşayan vatandaşlar, mağarada şimdi geldiğimiz noktaya kadar gelmediklerini söylüyor, çünkü zorlu bir yürüyüş ve zifiri karanlık var. Mağaranın Doğu Roma zamanından kalma Hristiyanlığın ilk başlarında keşişler tarafından tapınak olarak gizlice kullanıldığı söyleniliyor, bundan dolayı mağaraya Keşişler Mağarası deniyor. Tabi daha sonra da değişik kabile ve insanlar tarafından da yerleşim yeri olarak kullanılmaya devam etmiş" dedi.